BLOGKeskin

fıkra

 

RUSVET


Bir Karadenizli, bir Kayserili ve bir Diyarbakirli ayni trafik kazasinda ölmüs.
Cenazeleri dualarla, göz yaslariyla kaldirilmis.
İki üç gün geçmis, bir de bakmislar ki Karadenizli, çikmis mezardan, 
üstünü silkeleyerek geliyor. Önce büyük bir panik yasanmis haliyle, sonra bakmis
zombi mombi degil, bayagi kanli canli, cesaret edip yanina yanasmis ve merakla sormuslar:

-"Yahu sen öteki dünyadan nasil geri döndün?"
Anlatmis:

-"Öte tarafta da isler buradaki gibi yürüyormus meger, rüsvet, haksizlik, yolsuzluk... Geri göndermek için 5 bin dolar istediler, bastim parayi geri geldim."
-"Eee, diger iki arkadas niye gelmedi?"
-"Vallahi ben gelirken, Kayserili hala 3.500 dolara olmaz mi, yap bir indirim de ayagimiz alissin! diye pazarlik ediyordu."
-"Ya Diyarbakirli?"

 

-"O da 'Ben vermem, Devlet versin!' diye inat ediyordu..."



 


OLSA IDI DEDUK


Temel 40 arkadasi ile bir takaya binerler karadenize gezmeye açilirlar. 
Biraz dolastiktan sonra kaptan hepsini toplar.
-"Arkadaslar, bu 40sandik altini nasil paylasacagiz" der.
Her kafadan bir ses çikar. 
Olurdu!, olmazdi!, öyle olsun! böyle olmaz' derken kavga çikar hepsi birbirini öldürür.
Bir temel yarali kalir. Taka kendi halinde kara denizde dolasirken Sahil güvenlik görür takaya yaklasip yukari çikarlar ki hepsi ölmüs, bir yarali var. Hemen takayi sahile çekerler. 
Temel'i hastanede tedavi ettirdikten sonra karakola alirlar, sorguya çekerler.
Komser sorar:
-"Oglum ne oldu anlat bakalim."
Temel baslar:
-"40 çisi takaya binduk, cezmeye çiktuk. O arada kaptan 40 sandik altini nasil paylasacagimizi ortaya atti, anlasamaduk kavga çikti. Durum budur."
Komser.
-"Oglum biz takayi aradik, takada hiç bir sey yok. Nerede 40 sandik altin!."

-"Komserum, 40 sandik altin var diyen çiim, biz de olsaydi deduk!."

 


PIZ KAZANURSAK


Siyasiler bos yere kavga ederse ekonomi de vatandasa kalir.
Temel, Dursun ve İdris’in parasizliklari canlarina tak eder. 
Bir taraftan issizlik bir taraftan gelecegi kapkara bir siyaset. Ekonomi ve enflasyonu birakan siyasiler devamli kavga ederler. Bunlar da oturur gelecegimizi, yani ekonomi, issizlik nasil çözülür onu tartisirlar. 
İdris söz alir:

-"Usaklar ben en hizli kalkunmanun yolini buldum... Bi uçak filosu yolliyalum. New York’i bombaliyalum... Sora da Amerika bize atom atar. Teslim oluruk. Sora da Japonya gibi çikaruk ortaya aha zengin oldun..." 
Dursun atilir:

-"Ula daha kolayi varken öyle niye edeyruk... En iyisi Amerika’ya savas ilan edelum Besinci Filo oriya çikarma yapar... Savasi kaybederuk... Ardindan Almanya gibi ortaya çikaruk aha zenginsun."
Sonunda Temel atilir, kafasini kasir ve:

-"Ula usaklar ya savasi biz kazanursak, oni hiç hesap etmedunuz..." 


SİNYAL


Temel'e bak bakalım arabanın sinyalleri çalışıyormu, demişler.
- Çalisayi,
Çalismayi,
Çalisayi,
Çalismayi.....



 

FIDYE


Temel, issizlik ve parasizliktan bikkinlik geldigi bir sirada para kazanmak
icin cocuk kacirmaya karar verir ve kasabada gozune kestirdigi bir cocugu
kacirarak kasaba disindaki arazide bir agacin altina goturur.
Biraz soluklandiktan sonra cocuga
-"kagidin, kalemin var mi?" Diye sorar. 
Cocuk:
-"Var" der.
Temel kagidi kalemi aldiktan sonra cocuga babasinin adini sorar. 
Dursun oldugunu ogrenince fidye istemek icin mektup yazar ve
"Ula Dursun cocugun elimdedir. Yarin sabah saat 10'a kadar kasabanin disinda ki buyuk agacin kovuguna 10.000 dolar getirmezsen cocugunu olmus bil" der.
Sonra mektubu cocuga uzatarak
-"Bunu babana gotur. Sakin baskasina verme" diye tembihler.
Ertesi sabah 10'da agacin kovugunu kontrol eder ve bir paket bulur.
Actiginda icinde 10.000 dolar para ve bir not vardir.

-"Ula utanmimusun hemserinin usaguni kacirmaya"




MOTORLU TESTERE


Trabzon'da bir grup laz cok agac kesebilmek icin Amerika'dan motorlu testere getirtmeye karar vermisler. 
Gerekli baglantilar kurulduktan sonra para odenmis ve birkac tane elektrikli testere alinmis. 
Garanti kagidinda da gunde enaz 500 tane agac kesecegi belirtiliyormus. 
Bizimkiler koyulmuslar ise...

Herzaman en fazla agac kesen Temel'mis ve bu kez sadece 50 tane agac kesmis. 
Dogal olarak herkes sasirmis. 
Bir sonraki gun Temel zorlayarak sayiyi 100'e cikarmis. 
Daha sonraki gun aksam Temel yerinden kalkamaz hale gelmis, ama sadece 150 tane agac kesebilmis. 
Artik bizimkiler Amerika'dan bir yetkili cagirmaya karar vermisler. 
Yetkili gelmis ve birlikte ormana gitmisler. 
Amerikali motorun ipini cekip calistirmis ve cikan ses uzerine bizimkiler hep bir agizdan:

-"Uyy o ne daa?" 

 


PENGUEN


Bir gün Temel bir penguene tasma takmis ve onu köpek gibi gezdirmeye baslamis.
Yolda Temel'i gören bir hayvansever:
-"Ne yapiyorsunuz siz? Yazik degil mi bu hayvana! Çabuk bu pengueni hayvanat bahçesine götürün.." demis
Aradan 1-2 saat geçmis. Hayvansever ile Temel ve penguen yine yolda karsilasmislar.
Adam Temel'e neden hayvanat bahçesine götürmedigini sorunca :

-"Hayvanat bahçesine götürdüm. Simdi sinemaya götürüyorum."
 


ÖNLEM ALMAK


Cemal ile Temel askerde beraber nöbet tutarlarken, komutanları bir bakmış
Cemalin elinde bir mektup, okuyor.
- N'apıyorsunuz, demiş.
Temel:
- Sevculumden mektup celdi. Okuma yazma pilmem, Cemal okuyo pağa.
- Peki Cemal'in kulaklarındaki pamuk ne?
Temel:
- Mektubu tuymasin diye....



SAVAS ILANI


Karadeniz'liler bir meseleden ötürü Çin'lilere kizmislar. Bunun içinde, Çin'e Telgraf çekip savas ilan etmisler. Çin'liler Telfrafi alinca önce hayret etmisler. Haritayi açmis arastirmislar Rize'nin yerini bulmuslar. Bakmislar, Rize ve diger Karadeniz sehirleri birer vilayet durumunda. Bu kez Çin'liler savas ilanini kabul eden karsi Telfraflarini çekerler.

Cevabi Telgraf Karadeniz'li yaslilar tarafindan alinir ve tartismak için bir toplanti yapilir. Toplanti uzamis da uzamis. Bu kez disarda heyecanla bekleyen hemsehrimizin biri dayanamamis, girmis toplanti salonuna. Heyecanla bagirarak;
- "Yahu nedir bu kadar toplanti. Yoksa korktunuz mi?"
Toplantiya Baskanlik yapan yasli adam:

-"Ne korkmasi usagum, Seçizyüz milyon Çin'liyi nereye comecoguk oni tusuniyiruk."



 


ERZURUMDAN CIKTIM YOLA


Zamanin birinde Erzurum'dan bir grup insan Hacca gitmek için yola çikmislar. Van'a gelmisler. Van'in bir köyünde konaklamaya karar vermisler.
O köyün de imami yokmus. Köylüler aralarinda konusmuslar ve Erzurum'dan çikip hacca giden bu topluluktan birini imam yapmaya karar vermisler.
Hem Erzurumlu hem de hacca gidiyorlarsa bos insan degillerdir diye düsünmüsler.
Nitekim tekliflerini içlerinden birisi kabul etmis. Her yil 400 koyun verilecekmis imama. Adam hacca gitip masraf yapacagima burda kalip yalandan imamlik yapar ve her yil 400 koyun sahibi olurum diyerek ise baslamis.
Köylü camide toplanmis namaz kilinacak. Sayin imam baslamis namazi kildirmaya.

-"Erzurumdan çiktim yola Van'da verdim mola 400 koyun verdiler bana, Allahuekber. "

Bu günlerce ayni biçimde devam etmis. Köylü bu ise biraz sasirmis ve konusmuslar aralarinda. 
-"Ya," demisler "Daha önceki imam mi yanlis kildiriyordu, yeni imam mi?. Bunu gitip Müftüye soralim." demisler.
Sayin müftü meshur OFLU.
Müftüye gelen halk herseyi anlatmislar. 
Müftü Köylüye dönerek :
-"Siz simdi hiç imama çaktirmadan köyünüze dönün ve namaz vakti camide toplanin bende namaza gelicem" diye emir verir.
Herkes köyüne döner ve namaz vakti herkes camide toplanir.
Tabiki Sayin MÜFTÜ de camidedir.
Imam namazi kildirmaya baslamis. 
Birinci rekat: 
-"Erzurumdan çiktim yola Vanda verdim mola 400 koyun verdiler bana, ALLAHUEKBER" der ve arkada "ÖHÖ..ÖHÖ!.." diye bir ses gelir ve imam yakalandim herhalde diye korkmaya baslar.
Ikinci rekatta bu sefer:
-"Erzurumdan çiktim yola...Van'da verdim mola... 400 Koyun verdiler bana, YARISI SANA YARISI BANA ... Allahuekber" diyerek sölerini degistirir.

Namaz bitince köylü Müftüye dönerek 
-"Imam efendi namazi dogru mu kildiriyor mu?" diye sorar. 
Müftü:

-"Haçan birinci rekatta biraz sasirdi ama Ikinci rekatta isi düzeltti......" 

 


NERDEN NEREYE


Temel'in kızı Fadime babasına sormuş,
- Annemle evlendiğinizde Pek nerdeydum?
Temel:
- Palayina ciderken benumleydun. Tönerken annene gectun



GOCMENLIK


Almanya'da içlerinde bizim Temel'in de bulundugu Türkler, bir tatil günü toplandiklari yerde sohbet ederlerken konu dönüp-dolasip en çok hangi ilin muhacir (göçmen) oldugu hususuna gelir.
Bir çok kisi kendi hemserilerinin dünyada daha göçmen oldugunu vurgular.
Is ciddiye binince herkes iddiasini isbat etmek üzere söz alir.

Birinci olarak konusan Artvinli, hemserilerinin Amerikanin Alaska Eyaletinde birçok safari avina katildigini söyler.
ikinci olarak söz alan Kayserili hemserilerinin Japonyada ilk pastirma satisini gerçeklestirdiklerini söyler.
Ardindan söz alan Erzurumlu Kanadanin ve Sibiryanin kayak merkezlerinde hemserilerini kayak yaptigini,ardindan konusan Diyarbakirli dünyanin büyük metropollerinde üç tekerlekli araba ile satis yapanlarin ya kendi sehirlisi ya da komsu Mardinden olduklarini söyler.

Vel hasil diger iddia sahipleri de dünyanin herhangi bir degisik ucunda kendi hemserilerine rastlandigini söyleyince en son olarak Temel söz alir.

Herkes Temel'e söyleyebilecek bir yer kalmadigi imasiyla müstehzi bir tavirla bakarken :
Temel :
-"Apollo'nun söförlerinden Amerikali Nail'i tanir misunuz?" diye sorar.
-"Amerikali Nail'i mi? Kimdir o?"
Temel :
-"Hani tiger iki arkatuasi ile Ay'a kiden Nail?"
-"Haaa.. suna Neil Amrstrong desene.." derler.
Temel :
-"Evet,Nail Amrsitorink."
-"Eeee...Ne olmus Amrstrong'a?"
Temel :

-"iste o Ay'a ilk adumini atar atmaz pir te pakmis ki, pizum Rizelu emice çameye yardim toplayi!..."

 


POH


Temel ile Dursun güzel bir bahar gününde köyün yüksek bir tepesine
çökmuslar. Manzaranin keyfini çikarirken birden Temel'in gözü
ineklerin otladugu köyün mezarluguna ilismis.
Dursun'a dönmüs ve: 

"Ula Dursun! Sen pirgün öleceksun, sonra seni aha su mezarluga gömeceguz. 
Orada topraga karisacaksun. Sonra ot olarak yeniden büyüyeceksun. 
Sonra seni su inek yiyecek. Sonra da seni suçacak. Ben de o
pokun yanuna gidecegum ve diyecegum ki "Ula Dursun!! Neydiiiiin ne
oldin?".

Tabii Dursun önce sasirmis ne diyecegini. Sonra o da Temel'e dönmüs:

"Ula Temel sen de pirgün öleceksun. Seni aha su mezarluga gömeceguz.
Orada sen de toprak olacaksun. Sonra ot olarak püyüyeceksun. Sonra seni su
inekler yiyecek. Sonra seni suçacaklar. Ben de o pokun yanuna gidecegum ve
diyecegum ki "Ula Temel! Sen hiç degismeyeceksun!!!"
 


YOL CIZGISI


Temel Karayollari Müdürlügünde ise alinmis.
Görevi ise yollardaki çizgileri çekmektir. 
Temel'e bir kutu boya ve firça verilirve Temel çizgileri çekmeye baslar. 
Bir gün amiri gelir ve çizelgeye bakar; 
-"1. gün 500 metre, 2. gün 300 metre, 3. gün 150 metre, 4. Gün 100 metre.." 
-"Temel", der.
"Her gün gittikçe tembellesiyorsun galiba?"
Temel cevap verir:

-"Aksine amirum daha çok çalisayrum laçin çün geçtukçe boya kutusindan daha fazla uzaklasayrum."

 


KISALTMA


Dilbilgisi dersinde öğretmen :
- "Sarı saçlı kız ellerini pencerenin pervazına dayalı halde dışarı baktı ve güldü' cümlesini kim bana kısaltıp söyler ?" diye sorunca,Temel hemen ayağa kalkar ve şöyle der :
- "Orospi" 



MARANGOZ TEMEL


Bizim marangoz Temel, ahsap bir binanin restorasyonunda calismaktadir.
Elinde testere ile ikinci katin iskelesinde calisiyorken görünmez bir
kaza meydana gelir ve testereyi kaydirarak bir anda yanlislikla kulagini
keser. Kulak da asagiya düser. Kulagini görmek ümidiyle asagiya bakar ve
orada calisan iscilere seslenir: 
"Hey beyler asagilarda bir kulak gördünüz mü?"
Saskin isciler söyle bir etraflarina bakarlar ve kanlar icinde bir kulak
bulup bizim Temel'e gösterirler: 
"Bu mu?" 
Temel asagi dogru egilip gözlerini kisar: 
"Yok yav, benimkinin arkasinda kalem olacakti".
 

FEMİNİST


Feminist kongresinde Amerikali kadin kursuye cikmis
* Ben cok iyi bir sirketin genel muduruyum, bir gun alisveris
yapmaktan biktim ve kocama dedim ki bundan sonra alisverisi sen
yapmalisin. Birinci gun yapmadi, ikinci gun yapmadi, ucuncu gun yapti.
ingiliz kadin kursuye cikip,
* Ben uluslararasi bir sirkette ust duzey yoneticiyim.
Bir gun kocama dedim ki bulasik islerine artik sen bakmalisin.
Birinci gun yapmadi, ikinci gun yapmadi, ucuncu gun baktim yapti.
Fadime cikmis kursuye,
Ben de bir gun kocama dedim ki, ben bu camasir isinden biktim,
bundan sonra camasirlari sen yika. Birinci gun gormedim, ikinci gun
gormedim, ucuncu gun gozum yavas yavas gormeye basladi. 



DENİZALTI


Temel askerligini bahriyede denizalti eri olarak yaptigini
anlatmaktadir.
- "Bu tenüzalti tetugun da nedür, diye sorarlar."
- "Ha bizim takalarin denizin altinda gidenidur.
Kapaklarini kapatayyi, batayyi, tüsman cörünce kapaklarini
acayyi, mermilerini arayyi."
- "Hacan o tedugun olur mi? Kapaklarini acar da o takaya su
cirmez mi?"
- "Hacan sen tenüze cirmedun mi?"
- "Cirdum."
- "Hic sicmadin mi?"
- "Sictiim."
- "Icine su kacayi mi, da. Iste pu prensiple calisayi."




AJAAAEENN


Fransa'da çok ünlü bir lokanta. Bir hayir kurumu yararina bir gece düzenlenmis, giris oldukca pahali.. 
Bizim Temel jilet gibi giyinmis, sinek kaydi tras olmus, kapidakileri atlatip, iceri
sizmanin yollarini ariyor.. Bir bakiyor ki, top sakalli, asker kilikli biri, kapiya yaklasiyor. 
Elinde davetiye falan yok..
"Ajaaaeenn" (Fransiz aksaniyla) diyor, kapi gorevlisi iki buklum egilip selam veriyor. 
Iceri aliyor, top sakalliyi.. Az sonra bir top sakalli daha.. O da "Ajaaaeenn" diyor.. O da
iceri.. Biri daha.. Biri daha.. Bizim sinek kaydi trasli Temel, kendinden emin adimlarla kapiya
yaklasiyor. Davetiye soran gorevlinin kulagina egiliyor..
"Ajaaaeenn" diyor.. Gorevli ofke ile bagiriyor:
"Hadi ordan ulan.. Bu nasil teskilat?.. Sakalin bile yok!.."
Temel pantolonunun fermuarini asagi indirirken isaret ediyor:
"Gizli Ajaaaeenn!.."




SEMSIYE


Bir Amerikali, bir Rus, ile Temel hotelde kalirken
gece yarisinda yangin cikar. 
Panik icinde yukari katlara kosar, ama kurtulus yok.
Caresizlik icinde Amerikali, odada duran bir semsiye bulur, 
Baska sansim yok diyerek semsiyeyi acip atlar. 
Semsiye saglam cikar. Onu parasut gibi
kullanarak Amerikali sag salim yere varir. 

Bunu goren Rus, yandaki odada baska bir semsiyeyi bulup parasut gibi kullanarak
o da kurtulur. Ikisi de yukariya bakarak merak icinde Temeli beklerken
yakinlarina hizla dusen bir cisim birden bire yere carpar. 
Gidip bakarlar:

Temelmis, Hayatta ama kan revan icinde ve her tarafi kirik. Amerikali 
-"Ne oldu?" diye sorunca Temel,

-"Semsiyeyi bulamadim. Ama dolapta yagmurluk vardi" demis.
 
 

 

SÖZLÜ


Temel, Idris ve Dursun fizik dersindeler..
hoca sozlu yapmak icin Dursun`u kaldirmis: 
Kalk bakalim Dursun, sicak bir gunde arabanla gidiyorsun, sicak artti ne yaparsin? demis.. 
Dursun da cami acarim hocam demis.
hoca atlamis: Hah iste o camdan giren ruzgarin ivmesi nedir? 
Dursun duvar tabi. almis sifirini oturmus.. 
Temel fizikcinin lazlara kil oldugunu bildiginden korkmakta..
Hoca bu sefer kalk bakalim Idrus deyince Temel iyice korkar.
Soyle bakalim Idrus sicak bir gun ve arabanla gidiyorsun.
Sicak artti ne yaparsin? 
ceketimi cikaririm hocam. 
daha sicak?
cami acarim. 
Hah camdan iren ruzgarin ivmesi ne? 
cevap yok tabiii....
Temel kalk bakalim sicak bir gun ve arabanla gidiyorsun.. 
sicak artti ne yaparsin? 
ceketimi cikartirim. daha sicak oldu?
Gomlegimi cikartirim. 
Daha sicak? 
Pantolonumu cikaririm.
dahasicak? 
atletimi. 
daha sicak? 
donumu.. 
cok sicak? 
HOCAM KAVRULCAGIMI BiLSEM ACMAM O CAMI!



TANINMIŞ


Fadime nine uçakla İstanbul'a gelmektedir.Bagaja verdiklerinin dışında yanına aldığı küçük çantalarını cam kenarına koymuş,ikili koltuğa tek başına yayılmıştır...
Fakat uçak havalanmadan hemen önce hostes yanına gelir ve toparlanarak tek koltuğa oturmasını sert bir şekilde söyler...O ne kadar rica etse de söz geçiremez ve hostesin kötü sözleri arasında çaresiz iyice sıkışır.
Yolculuk başladığında Fadime ninenin içi içini yemekte ve hostese ağzının payını vereceği zamanı kollamaktadır...Bir ara meyva suyu servisi sırasında hostes kız yanına yaklaştığında sorar :
- ''Kızum sen penim oğlum Temel'i taniy misun?''
- ''Hayır,tanımıyorum efendim''
- ''Uy hacceten sen oğlum Temel'i tanımay misun?''
Hostes oldukça meraklanmış ve hayret etmiştir:
- '' Teyzeciğim,oğlunu muhakkak tanımam mı lazım yani ? ''
''Yok yani'' der Fadime nine; ''İstanbul'un bütün orospilari penim oğlum Temel'i tanırlar da,ondan sorayrum''



BUZDOLABI


Eve geç saatte zilzurna sarhoş gelen Temel, yatmadan önce tuvalete gider.
Daha sonra yatak odasının ışığını yakar kapıya dayanır.
Gözleri kamaşarak uyanan Fadime'ye : 
-Ula kari der, sana helal olsun.Sen Trabizon'un en iyi karisusun.
İltifata alışık olmayan Fadime : 
-Ne oldi herif nereden icabetti bu laflar?
-Daha ne olsun.Biraz önce tuvalete su dökmeye gittum.
Tuvaletin kapisuni ne güzel yaptirmişsun öyle, 
kapiyi açunca elekturuk kendiluğundan yanayi, deyince, 
Fadime yataktan fırlar ; 
-Ula herif sen buzdolabuna işedun ya!




ALLAH BILIR


Temelin bashekim oldugu hastahane, Saglik Bakanligi müfettisleri tarafindan denetlenmektedir. Teftisten sonra müfettislerden biri Temel'e sorar:
-"Bazi yataklarin önündeki harfler,dikkatimi çekti. Mesela:A.S,A.T,A.Ü gibi bunlarin manasi nedir?" 
Temel gerekli açiklamayi yapar:
-"A.S Akut Siroz, A.T Akut Tüberküloz,A.Ü Akut Ülser anlamina celur."
müfettisin aklina birsey daha takilmistir. Bu sebeple yeniden sorar:
-"Peki A.B'nin manasi nedir?"
Temel cevap verir:
-"O,teshisi konulmayan hastaluklari ifade eder. Manasi da :"

-"Allah Bilir" 

 


 

DÜN BURADA YOKTU


Temel boğazda tekneyle turist gezdiriyor birgün bir Amerikalıyı alıyor başlıyolar gezmeye...
Amerikalı bir saray görüyor. 
-Bu ne kadar zamanda yapılmış, diyor 
Temel : 
-5 yılda, diye cevap veriyor... 
Amerikalı : 
-Yazık bizde olsa 1 yılrda yapılırdı.
Biraz sonra bir cami göruyor. 
-Bu ne kadar zamanda yapılmış, diye soruyor... 
Temel : 
-2 yıl, diye cevap veriyor. 
Amerikalı : 
-Yazık be bizde olsa 3 ayda biterdi, diyor. 
Temel uyuz oluyor duruma... 
Biraz sonra bi tarihi yapı daha göruyolar..gene soruyor Amerikalı... 
Temel : 
-2 ay, diyor. 
Amerikalı yine : 
-Yazık be bizde olsa 1 haftada biterdi, diyor. 
Temel iyice kıllanıyor.Tam o sırada Boğaz Köprüsü'nün altına geliyorlar... 
Amerikalı yukarıyı göstererek : 
-Bu köprü ne kadar zamanda yapıldı, diyor. 
Temel şaşkın şaşkın bakışlarla kafayı kaldırıp : 
-Hangisi? Bu mu? Bu dün burada yoktu yaa...



ASMAK


Dursun evinden çıktığında birde bakar ki komşusu Temel kendini belinden ağaca asmış halde duruyor.
Hemen gidip ipi ağaçtan çözer.
Komşusunu ağaçtan indirdikten sonra merakla sorar : 
-Ha sen ne yapayudun öyle?
-Hiç kendimi asaydum...
-Ha uşağum, penum pildiğum insan poynundan asılayi.
Temel üzgün ve çaresiz bir halde komşusu Dursun'a baktıktan sonra cevap verir : 
-Ben de öyle yapmişudum.Ama ipu poynima pağladığum zaman bi türlü nefes alamayrum.



BENZIN


Temel arabasiyla giderken sehrin yakininda bir köyde benzini biter.
Ulan ne yapsam da sehirdeki benzinciye kadar idare etsem der.
Aklina depoya isersem sehre kadar idare ederim fikri gelir.
Temel depoya iserken köylülerden biri bunu görür.
Köylü, kendi kendine "Ulan bu adam ne yapiyor?" der ve temelin yanina yaklasir.
Temele:
-"Hemsehrum senin bu yaptigun normal midur?" diye sorar.
Temel adama döner:

-"Hayir kursunsuz"



GÜVENCE


Temel'in on ikinci oğlunu askere çağırmışlar, ondan önceki on bir tanesi askerde olduğu için Temel itiraz etmiş,
- Söyleyin padişahınıza penum şeyime güvenip sağa sola savaş açmasun.



SOBA


Temel Istanbul a ilk geldigi gün bütün parasini caldirmis.
Gecegi nerede gecirecegini kara kara düsünürken penceresi acik bir ev görmüs
ve hemen içeri dalmis .Odadaki yatagin altina saklanmis. Gece odaya bir
cift gelmis. Hemen yataga gecmisler tam seviseceklerken kadin kocasina :
Kocacim her sevismemizde sobaya bi odun attim de demis. Kocasida tamam
demis. Adam baslamis 1 odun attim 2 odun attim diye. Sabah olmus kadin
kocasina sormus: Kocacim sobaya kac odun attin diye. Kocasi 4 hayatim demis
Kadin saskinlikla ama ben 7 saydim demis .Temel yatagin altindan cikmis ve

"SOBA SÖNDI 3 ODUN DA BEN ATTUM." 



DAHI LAZ


Dünya Genetik Projeler Yarismasi yapiliyormus. Tüm ülkelerden genetik
profesörleri yarismaya çalismalari ile katilmis. Ilk Fransiz profesörün
çalismasinin basina gelmisler. Jüri baskani çalismasinin ne oldugunu
sormus.
Fransiz profesör baslamis anlatmaya: 
-"Ben inek genleri ile tavuk genlerini birlestirdim, Ortaya çikan mahlukatin eti kirmizi et kadar lezzetli, beyaz
et kadar saglikli oldu" demis.. 
Ardindan diger çalismalari ülke ülke gezmeye baslamislar. Sira gelmis Türkiye'den bizim Laz profesöre, 
Jüri baskani:
-"Sizin çalismaniz nedir?" diye sormus.
Laz profesör anlatmis: 
-"Ben demis, karpuz genleri ile hamamböcegi genlerini birlestirdim!"
Birden tüm jüri üyelerinden bir kahkaha kopmus ve baskan Laz profesöre :
-"Bu çalisma ne ise yarar?" diye sormus. 
Laz profesör:

-"Acayip ise yariyor, karpuzu kesiyosun, çekirdekleri kaçisiyoo"




VERGI


Bizim Temel uluslararasi ekonomi toplantisina katilir... 
Devletin topladigi vergi dagilimini tartisirlar... 
Konusmacilardan biri Amerikali, biri Avrupali, biri de Temel.. 
Ortaya bir fikir atilir... Halktan toplanan vergiler nasil dagilim yapilacak. 

Amerikan vatandasi söz alir:
-"Bizim Amerika’da önce yere bir çizgi çizeriz ve sonra topladigimiz vergileri havaya atariz... Çizginin soluna düsen paralari halka hizmet olarak geri veririz, sag tarafta kalan devlete kalir, yatirim yapariz..." 

Derken Avrupali söz alir ve: 
-"Bizim Avrupa’da baska ama ona benzer bir uygulama yapariz... Önce yere bir daire çizeriz... Halktan toplanan vergileri havaya atariz. Dairenin disinda kalan halka hizmet olarak geri döner, dairenin içine düsenleri devlet harcamalarina kullaniriz... "

Sira bizim Temel’e gelir ve baslar anlatmaya:

-"Ula usaklar ne güzel anlattunuz. Keske bizda sizun çirkefluklerunuzi degil da habu çaliskanlugunuzi alsak... İnanun bizum öyle bir uygulamamiz yok... Bizde daha kisa oluyi... Bi kere öyle yere çizgi çizmezuk... Bizde hükümet halktan toplar vergileri... Atar havaya. Yere düsenleri kendilerine harcama yaparlar... Havaya kalanlar halka hizmet olarak geri döner..."
 

MÜEBBET


Zamanin en buyuk Mayfa Babasi cok agir bir suctan yargilanmaktadir ve idami istenmektedir. 
Juri uyelerinin icinde Temel de vardir. Mafyanin adamlari mahkemeden once Temeli bir kenera cekerler ve soyle derler:
- Temel ne yap et Babanin idam kararini muebbet'e cevir yoksa bu senin sonun olur
derler!!!
Temel'in icine korku dusmustur acep ne yapsamda bu adami kurtarsam diye dusunur. 
Dava baslar gunlerce devam eder ve nihayet Jury uyeleri karar vermek uzere odalarina gecerler. 
Aradan uzun bir sure gectikten sonra jury geri gelir ve kararini okur:
- Muebbet hapis derler 
Bunu duyan Babanin adamlari ne yapacaklarini sasirilar dogru Temel'e gidip afferim sana Temel simdi gozumuze girdin derler.
Ehh be Temel iyi guzel de bu isi nasil basardin diye sorarlar: 
-Temel : Sormayin usaklar der, millet Beraat Beraat diye tutturdu Muebbete cevirne kadar aklan karayi sectim
 


BAKIRE


Efendim, minik bir koyde, evde kalmis bir kiz yasarmis. Cok yasliymis..
Ve de hala bakire kalmakla fena halde ovunurmus.. 
Olumun yaklastigini hissedince, muhtara para birakmis..
"Bu para ile bana mezar yaptir.
Mezar tasima da 'Bakire dogdu, bakire yasadi, bakire oldu' diye yazdir" demis. 
Bir sure sonra da olmus.. Muhtar para ile cenazeyi kaldirtmis. 
Mezar tasini da, mermerci Temel'e ismarlamis.. 
Bir Karadenizli'den beklenmeyecek kadar tembel Temel 
"Bunca yaziyi yazmak gunler surer" demis icinden.. "Ben bunu ozetlerim.."
Muhtar bir hafta sonra, mezarliga gelmis ve mezar tasini okumus:
"Acilmadan geri iade!."



SAVAS


Temel, Amerikanin durduk yerde Afganistan'a saldirmasindan rahatsiz olmustur. 
Bir yolunu bulup baskan Bush'a telefon eder :
-"Alooo! pen Temel olarak size savas acayrum haberunuz olsun!" 
Bush, gulerek yanitlar :
-"Hehehe.. kac kisilik bir ordun var ki ? " 
Temel dusunur:
"Hmmm.. kayinpirader Idrus, halaogli Tursun, kaavedeki arkadaslar.." ve yanit verir:
-"9 kisidur daa ! " 
Bush icinden kis kis guler ve ciddi olmaya calisarak :
-"Temel bey, sizin 9 kisilik ordunuza karsilik Amerikan ordusu tam 2 milyon askerden olusmaktadir ! " der.
-" Hmmm.." der Temel :
-"Sizu pir sure sonra arayacagum." 
Aradan birkac gun gecer ve Temel, Bush'u yeniden arar :
-"Baskan, savas ilanimuz gecerlidur. Bir miktar ekipman hazirladuk size karsi ! "
Bush, ilgiyle sorar:
-"Neymis bunlar ? "
-"Hacan, bizim Tursun'un tiraktoru, benim cakaralmaz tufek bi de kavedeki arkadaslardan birinin bicerdoveri.." 
Bush guler:
-"Iyi ama benim tam 150 bin tankim, 30 bin ucagim ve 10 bin askeri gemim var ! Haaa, ayrica bu arada askerlerimizin sayisi da 3 milyon oldu ! " 
Temel yeni gelisme karsisinda biraz sikilmistir :
-"Tamam, bir muddet sonra sizu yeniden arayacagum."
Birkac gun sonra Temel, Bush'u yeniden arar :
-"Baskan, savas ilanumuzu ceri alayrum. " 
Bush merakla sorar:
"Neden ? " 
Temel, moralsiz bicimde yanitlar :

-"Cenevre anlasmasinu incelemisuzdur. 3 milyon savas esirini barinduracak yerimiz yoktur ! "



ATEIST


Temel ateistmis. Birgün ormanda gezerken etrafina bakinmis ve "Hersey ne kadar tesadüf eseri olusmus" diye düsünürken birden arkasindan gelen sesle irkilmis. 
Arkasina dönüp baktiginda büyük bir ayinin kendisine hizla yaklasmakta oldugunu görmüs. 
Temel kosmus ayi kovalamis. En sonunda Temel bir agaç kütügüne takilarak yere düsmüs. 
Ayida Temel'in üstüne atlamis. Tam pençesini Temel'e vuracakken Temel haykirmis :
-"Taaaanriiiiimmm!"
Bir anda hersey durmus. Dünya dönmemis, ayi donup kalmis, dere akmaz olmus. 
Temel aptallasmis bir sekilde ne oldugunu anlamaya çalisirken gökten bir isik hüzmesi Temel'e dogru yaklasmis ve isiktan bir gelmis:
-"Bugüne kadar beni hep inkar ettin. simdi sikisinca beni çagirip yardim istiyorsun. simdi söyle bana bugüne kadar beni inkar edene ben simdi nasil yardim edeyim."
Temel iyice aptallasmis bir sekilde:
-"Tamam seni bugüne kadar hep inkar ettim. simdi de senden yardim istemem anlamsiz. Ama en azindan su ayiyi imana getirebilirsin" demis.
Ses "Peki" dedikten sonra isik hüzmesi kaybolmus. 
Hersey normale dönmüs. Dünya dönmeye baslamis, dere akmis, ayi da elini indirmis. 
Temel tam "yirritik" diye düsünürken ayi iki elinide havaya kaldirarak ve söyle demis:

-"Ey Allah'im senin rizkinla orucumu açiyorum. Hamdolsun verdigin nimetlere. Amin"

 


BENZERLİK


Temel bir gün kasketini evde unutup kahveye gitmiş. Cemal temeli görür görmez acık başını sıvazlamış ve:
- Hayrettur, senin paşun karimin popsuna penziy, demiş.
Temel'de başını ilk kez yokluyor gibi sıvazlamış,
- Ula Cemal haklisun. Tam tamina penziy...


 

O DA SIZIN SIRRINIZ


Komiser sorar:
-"Temel, köpekleri atlatıp, kümesten tavuğu nasıl çaldın?" 
-"Komiserüm, onu söylemem, meslek sirridir!"
-"Ama ben söyletmesini bilirim!"

-"O da sizin meslek sirrunuzdur!"

 


ATLAR


Temelle Dursun birgun iki at alip eve gettirirler.
karismasin diyede birinin kulagini keserler.
temelin oglu bunu duyar babasi yatarken diger atin kulaginida keser.
temelle dursun bukez bir atin kuyrugunu keser tabi temelin oglu rahat dururmu
temel bakar olacak gibi degil dursuna doner 
-ula dursun bu bole olmaycak usagim en iyisi siyahi sen al beyazda benim olsun da.



HASTANE


Temel hastaneye gitmektedir. Giriste birinin agladigini gorur.
Yaklasir ve sorar:
"Hayrola hemserim! Neden agliyorsun?".
Adam: "Kan tahlili yaptirmaya geldim. Parmagimi kestiler." der.
Bu sefer Temel daha siddetli bir sekilde aglamaya baslar. Bu sefer susan
adam Temel'e sorar:
"Hayirdir hemserim. Sen niye aglamaya basladin?".
Temel: " Ben..." der, "Idrar tahlili yaptirmaya geldim..." 




MİNİ ETEK


Temel Dursun'a arabasinin öyküsünü anlatiyordu:
bir gün otostop yapiyordum ki önümde, bu arabayla, mini etekli
güzel bir bayan durdu ve beni arabasina aldi. Bir süre gittikten sonra
kadin arabayi kuytu bir köseye çekti. Mini etegini iyice yukari çekip,
dudaklarini islatti ve 'Benden ne istersen alabilirsin' dedi,
ben de arabasini aldim.

Dursun : iyi etmissin Temel,zaten mini etek sana hiç yakismazdi


ESSEK


Birgün Temel esegiyle köyüne dönerken yolda gördügü elma bahcesindeki elmalardan tatmak ister. 
Bahceye girer ve eseginin üstünde kolayca eristigi elmalarla bir güzel karnini doyurur. 
Tam ayrilacagi sirada bahce sahibi ikisini de görür ve yakalar.. 
Önce bir güzel esegi döver, ardindan da Temel'i pataklar. 
Dayaktan sonra dayanamayan Temel sorar :
- Tamam tövdün, anladik ta sana pirsey sormak isteyrum!
- Sor bakalim.
- Neden önce beni degul de esegi dövdün ?
- Seni önce dövseydim esek kacardi da ondan !...



   Puan : 6,03 

KRİKO


Japon'u biri Rize'de bir kahveye girmis ve herkese kafa tutmus:
- Var mi aranizda delikanli, varsa ciksin disari! 
Tahmin Edeceginiz uzere Temel kapiya dogru yurumus. 
- Cikiyorum ulan, gorelim bakalim erkekligini! 
Birkac dakika sonra Temel agzi burnu dagilmis kahveye geri donmus. 
Pesinden de Japon kasilarak iceri girmis. Temel'i gosterek soylenmis: 
- Kore - Teakwon Do! Ertesi gun Japon yine gelmis. Yine meydan okuma. 
Yine Temel'den rest. Ve birkac dakika sonra kapida yine agzi burnu dagilmis bir Temel!
Ve pesinden kasilarak yaptigi oyunu aciklayan Japon: 
- Cin - Kung Fu! Ertesi gun yine ayni hikaye:
dayak yemekten ayakta duramaz hale gelmis Temel ve hergun degisik bir stil kullanan Japon:
- Japon - Karate! Ve bir sonraki gun Japon yine kahveye gelip, yine herkese kafa tutmus. 
Japonun restini goren yine Temel olmus. 
Birkac dakika sonra herkes surati dagilmis bir Temel beklerken bu defa Japon her tarafi kanlar icinde kapida belirmis! 
Temel de hemen arkasindan gelmis, Japon'u gosterek gulumsemis: 
- Toyota - Kriko!




GÖREV


Cemal çok kumarbazmış, bir gün kahvede ölmüş. Karısına anlatacaklar. Temel bu görevi üstlenmiş.
- Cemal kayıp, demiş Cemalcin Karısına
- Cehennemin tipine citsun, demiş Cemalcin karısı.
Temel gayet sakin:
- Cittu, demiş.



SUSUZLUK


Temel çölün ortasında kalmış, susuzluktan geberecek hale gelmiştir...
Aşırı sıcaktan bayılmak üzereyken birden yarısı kumlara kadar gömülü bir lamba bulur. 
filmlerden hatırladığı kadarıyla lambayı oğmaya başlar.
.O da ne birden içinden bir cin çıkar, ve cin dile benden ne dilersen der..

Temel bir an şaşırır bir iki kez yutkunur. bana su bul, evet evet su bul çok su bul diyerek cin'den dileğini yerine getirmesini ister. 
Cin bir el hareketi ile bir cam sürahi dolusu berrak, tertemiz,buz
gibi, su peydah eder. 
Temel sürahiyi kafasına dikerek içmeye başlar ama ne içiş, içer , içer , içer ama oda ne temel içtikçe sürahi kendiliğinden doluyor.hiç bitmiyor.

Yaklaşık 10 dakikalık bir su içişten sonra cin artık sıkılmaya başlar, hadi kardeşim bizimde işimiz gücümüz var, hadi diğer iki
dileğinide söylede gideyim... 

Temel biraz düşünür, sürahiye şöyle bir bakar, evet der sen bana bundan 2 tane daha getir.... 



 

HOMOLAR


Temel 20 senedir Almanya'da yasiyormus. Bir gun gocmen burosuna gidip
Almanya'dan kesin donus yapacagini soylemis. Gocmen bursundaki almanlar
Temel'i taniyorlar, seviyorlar. Sormuslar niye donuyorsun diye.

Temel "homoseksueller yuzunden" demis. Burodakiler sasirmis "Seni rahatsiz
filan ediyorlarsa hemen bir sikayette bulun, geregini yapariz. Buradan bu
yuzden ayrilmana degmez demisler". Temel "Beni rahatsiz etmiyorlar" demis.

Burodakiler yine sasirmis "Peki neden gidiyorsun?".
Temel cevaplamis :
"Burada 20 yl once homoluk yasakti, 10 yil once serbest oldu, 
5 yil oncede evlenmelerine izin cikti. Homo olmak mecburi
olmadan donmek istiyorum."
 


TELSIZ TELEFON


Temel bilim adamı iken bir arkeoloji araştırmaları konferansına davet edilir.Amerikalılar anlatmaya başlar :
-Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 25 metre aşağı indik ve telefon kabloları bulduk.
Öyleyse bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlardır.
Sıra Türkiyeye gelir ve Temel başlar anlatmaya: 
-Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre aşağı indik ama birşey bulamadık.
Öyleyse atalarımız telsiz telefon kullanmışlardır.
 

FİNDUK


Temel 'in üç oğlu varmış. Onlara findik getirmiş.
- Yiyin finduklari da pipiniz buyusun, demiş.
- Temel, piraz da sen ye, demiş karisi Fadime.



TREN


Temel Trene binecek! Temel ve iki arkadasi istanbul'dan Trabzona'a gitmek üzere tren garina giderler ilk Trabzon treni 1 saat sonradir,bileti alirlar.
Ne yapalim bir saat diye düsünürken yemege gitmeye karar verirler. Yemekte sohbet,muhabbet saata bir bakarlarki
1 saati geçmis.Hemen kosarlar tren garina ama tren gitmis. 

Yine bilet alirlar 1 saat sonrasi için. Ne yapalim vakiti nasilgeçirelim derken kahveye giderler. 
Çaylar kahveler sohbetler uzar da uzar ve saate baktiklarinda 1 saat olmasina 5 dakika vardir. Hemen kosarlar gara ama trene yetisemezler.

Giseye gidip sorarlar yine Trabzon'a gidicek tren varmis diye.Gisedeki adam ''bakin bu son tren eger bunuda kaçirirsaniz Trabzon'a bugün
dönemzsiniz'' demis. 

Bileti almislar yine sikilmislar ne yapalimki derken pastaneye
gitmeye karar vermisler.Pastalar,kekler,çörekler muhabbet derken saate bir bakmislarki 1saat olmak üzere hemen kosmuslar gara.
Tren yeni hareket ediyor,içlerinden biri uzun ilk vagonu yakalamis,digeri orta boylu son vagona tutmus. Tren gitmis,Temel oturmus yere
baslamis gülmeye.

Gise memuru yanina gelmis.''Sen ne garip adamsin.3 treni kaçirdin, arkadaslarin gitti,sen kaldin,aglayacagina gülüyorsun be adam.'' 

Temel :''Uy hemserum onlar beni geçirmeye geldiydu ben ona güleyrum''demis.




İŞGÜCÜ


Temel arkadaşlarıyla çukur acıyormuş, bir grup da çukurları kapatıyormuş.
Ne yaptıklarını soranlara Temel şöyle cevap veriyormuş,
- Bir grup daha vardı, onlar da fidan dikiyordu,
bugün celmedular, piz de pizim isler ceri kalmasun diye çalişayruz.




LONDRA


Temel Londra'da otelin birinin odasinda kara kara dusunuyor.
'ulan' diyor
-Ben asagidan icki isterken laz oldugum anlasilir mi acaba? 
Geciyor aynanin karsisina ve prova yapiyor....
-Bana bir fvisku,,,,,yok boyle anlarlar
-Bana bir raki......'yok' diyor 'boyle de anlarlar...
-Bana bir bira....Tamam diyor boyle iyi anlamazlar......
Ve asagiya ini yor,Masaya dirseklerini dayiyor ve sesleniyor.
Barmen bana bir bira. Barmen Temeli biraz suzdukten sonra soruyor:
-Birader sen laz misin? Temel
-uuuy nasil anladin diyor;
-burasi resepsiyon bar karsida.


CAYCI TEMEL


Temel ile Dursun çayocagi isletiyormus.
Temel patron, Dursun da çiragiymis.
Temel ne derse Dursun hep tersini yaparmis.
Artik Temel'in canina tak etmis, Dursun'u mahkemeye vermis.
Neyse mahkeme günü gelmis çatmis.
Hakim Temel e sormus:
-"Oglum nedir sikayetin?"
Temel :
-"Haçim bey ben Dursun'dan sikayetçiyim, o salagin biridir" demis.
Hakim:
-"Tamam, Dursun'un salak oldugunu ispatla, onu cezalandiralim" demis.
Temel, Dursun'a:
-"Ula Dursun cit bak bakaayum, pen dükanda miyim? demis.
Dursun tabii kosa kosa gitmis. 
Hakim :

-"Hakaten salakmis, surda telefon dururken kosarak gitti salak."

 


DENEY


Karadenizli bir bilim adami pirelerle deney yapiyor.
Pireye sicra diyor. pire sicriyor.zipla diyor:pire zipliyor.
Pirenin kanatlarini kopariyor ve zipla diyor.zipliyor. 

rapor 1:Pire kanatlari koparimis olarak zipladi.
Bu defa ayaklarini kopariyor ve zipla diyor hareket yok.
Bir daha zip la diyor yine hareket yok . Adam yaziyor.

Rapor 2:Pirelerin ayaklari kopunca kulaklari duymuyor



KOMTAN HUSEYIN


Temel bu sefer asker. Ama daha askerliginin ilk günü. Çavuslari bunlari
kislanin önünde siraya diziyor, ve basliyor çene yapmaya; Benim adim
Hüseyin KIRÇ. Sakin karistirip yanlis söylemeyin oyarim diye Sonra gidip
siranin en basindaki ere soruyor;
-Adim neydi evladim. 
-"HÜSEYIN KIRÇ komutanim."
2. ere soruyo 
-"Hüseyin KIRÇ komutanim."
3. er yanlislikla; 
-"Hüseyin KIÇ"
diyince adamcagizi orada bir güzel evire çevire dövüp sonraki er'e
geçiyor. Tabii kimsede yanlis yok artik. Neyse sira bizim Temel'e
geliyo. Çavus, buna da soruyo tabi benim adim ne diye. Adamin adini tam
hatiramayan Temel, biraz düsündükten sonra;

-"Hüseyin GÖRT müydü?"




YILDIRIM


Savci, morgdaki uc ceseti incelemek uzere gelmisti.

Birinci ceset siritiyordu. Savci nedenini sordu.
"Milli piyangoda buyuk ikramiyeyi kazandi, sevincine
dayanamadi, kalp krizi gecirdi ve oldu", dediler.

Ikinci ceset de siritiyordu. Savci sordu;
-Bu neden siritiyor?
"Bunun da oglu dogmustu. Sevincten kalbine yenik
dustu" diye acikladilar.

Ucuncu ceset Temel'in komur halindeki cesediydi. O da
siritiyordu. "Bu neden oldu?" diye sordu savci.
"Efendim, buna yildirim carpti" dediler.
-Peki neden siritiyordu?
-Fotografini cekiyorlar sanmis.
 


SEYAHAT


Temel ile Dursun iki katlı otobüsle seyahat ediyordu. 
Üst kattaki Temel bir ara cep telefonunu çıkardı ve 
alt kattaki Dursun'u aradı. 
"Tursun orada durum nasıl?" 
"Hiiç...Bizim şöför uyumuş otobüs öylece gidiyor" 
Temel: 
"O da bişey mi, bizim katta hiç şöför yok Otobüs şöförsüz gidiyor."




KAYNANA


Temel köyde kahve önünde otururken arkadasi kanter içinde gelir ve Temel 'e, 
-"Haburda niye oturiysun kos kaynanani kurtar,çamasir yikarken dereye düsti suya kapildi."
Temel dere kenarina kosar ve yukari dogru kosmaya baslar. 
Arkadasi;
-"Yahu dere asagiya akay sen yukari kosaysin."
Temel cevap verir.

-"Sen bilmezsun benum kaynanam ne aksi karidur".

 


KAMP


Temel'le Dursun bir gun kamp yapmak icin ormana giderler. Gece
yatarken sinekler isirdiGi icin Temel Dursuna :
- "Ula Tursun battaniyeyi uzerine cekte sinekler isirmasin", der.
Bir aralik Temel gozunu acar ve ates boceklerini gorur. Hemen Dursuna
seslenir :
- "Ula Tursun kalk, sinekler ellerine el fenerlerini almislar bizi
arayiler."




OFLI HOCANIN INANCI


Zamaninda bir Ofli Hoca varmis. Çok iyi bir hocaymis ve muminler hocaya cok baglilarmis.
Gün gelmis, köyü sel basmis.
Köy halki panikle kaçismakta, hoca ise cemaate:
-"Eyy cemaat kaçmayin, allah bizi kurtaracak.." diyormus ,ama hocayi kimse dinlemiyormus
Herkes yüksek bir yere kaçmaya baslamis, bir tek hoca kalmis.
Sel habire basiyormus.
Hoca minaredeki 1. serefeye kadar tirmanmis.
Köylüler sandalla gelip;
-"Hocam gel, inat etme seni kurtaralim."
Hoca da:
-"Siz gidin, beni allah kurtaracak" demis.
Sel biraz daha bastirmis.
Hoca 2. serefeye kadar tirmanmis.
Köylüler yine sandalla gelmis.
-"Hocam gel, inat etme seni kurtaralim." demisler.
Hoca yine:
-"Siz gidin beni allah kurtaracak" demis.
Sel biraz daha bastirmis.
Hoca bu sefer minarenin tepesine kadar tirmanmis.
Köylüler bu sefer helikopterle gelmisler.
-"Hocam, etme eyleme gel seni kurtaralim.." demisler.
Hoca yine:
-"Siz gidin, beni allah kurtaracak." demis
Sel biraz daha bastirmis, tum kasaba ve cami sular altinda kalmis, hoca ise bogulup ölümüs.

Öbür tarafta Ofli Hoca Allahin huzuruna çikmis. Hocanin basi önünde; Allah: "Ey kulum neden yüzüme bakmiyorsun" der.
Hoca:
-"Ben sana küstüm" der.
Allah: -"Neden ey kulum" der.
Hoca da:
-Köylüler beni o kadar kurtarmak istedi, beni allah kurtaracak dedim ama kurtarmadin." der.

Allah'ta; "Ey kulum. Sana 2 sandal, 1 helikopter gönderdim. Sen inat ettin ben ne yapayim."
 


TEKRAR DENE


Temel ile Dursun promosyonlu meşrubat alırlar.
Meşrubatı açan Temel hemen kapağa bakar:
-"Tekrar deneyin".
Kapağı kapayıp yeniden açar ve okur:
-"Tekrar deneyin"
...
... 
...
En sonunda sinirlenen Temel:

-"Ula Tursun.hapunlar pizi kandıriy! İki saattir deneyrum hala pişey çikmadi." 



ESİR


Naziler Uc Ingiliz,Fransiz ve Laz'i esir almislar ve sonucta olum cezasi carptirmislar.Ve askerler soruyor:

-Beyler Giyotinle mi olmek istersiniz?Asilarak mi?Kursuna dizilerek mi? Ilk once Fransiz yanit verdi:
-Benim atalarim hep giyotinle olduler ben de giyotinle. Onu almislar kafasini yerlestirmisler giyotine.Giyotini ustten birakiyor lar.Tam kafasina 2 santim kalinca giyotin duruyor.Maalesef giyotin bozuk Almanlar sinirleniyor.Cunku bu durumda Fransiz kurtuldu.Ingiliz:
-Arkadaslar.Asilarak olmek cok kotu benide giyotinle oldurun. Ingi;iz uyaniklik yapiyor.Almanlar giyotini tamir ediyorlar.Ama olay ayni sekil cereyan ediyor.Sonucta Ingilizde kurtuluyor. SIra bizim laza geliyor.Bizim Temel de uyanik:
-Arkadaslar asilarak olmek gercekten cok kotu.E zaten giyotin de calis miyor.En iyisi beni kursuna dizin.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol